Barcelona’ya gitmeyi planlıyorsanız, kendinize sormanız gereken baş sorulardan biri “Barcelona’da tapas nerede yenir?” olmalı. Tapas kültürü İspanya’nın vazgeçilmesi ve Barcelona’da da muhteşem mekanlar var. Biz yaptığımız araştırmalarda sürekli olarak bir kaç isme denk geldik. Yerellerin görüşlerini bulmaya çalıştık, güvendiğimiz bloggerları okuduk, gezi yazılarına baktık ve hep bir kaç mekanın ortada dolaştığını gördük. Önce çok turistik olabilecekleri konusunda endişe ettik ve karşımıza turistleri eğlendirmek için dizayn edilmiş menüler, yemekler çıkacak diye korktuk fakat korktuğumuz başımıza gelmedi. Denediğimiz 4 mekanda yerellerin de takıldığı, kendinden ödün vermeyen mekanlardı. Bunlardan 3 tanesi özellikle epey lezzetli tapaslar yapıyorlar ve İspanyolların meşhur tapas kültürünü tüm canlılığı ile yaşatıyorlardı. Bu sebeple gönül rahatlığı ile Barcelona’da tapas nerede yenir? sorusunu soranlar için bu yazıyı hazırladık. Mekanları paylaşırken eğer sevmediysek de mutlaka belirtiyoruz. Yemek işi önemli iş, her yemeğe ve her mekana güzel deyip geçmek olmaz! Barcelona’da tapas nerede yenir diye soranlar için, buyrunuz efendim :)

El Xampanyet

Barcelona’da en sevdiğim bölge Barri Gothic ise, en sevdiğim tapas barda El Xampanyet (Çampanyet diye okunuyormuş). Picasso Müzesi’nin sokağında yer alıyor. Bir pazar günü Barri Gothic’i ziyaret ederseniz ücretsiz olarak Picasso Müzesi’ne girebilir, ardından hemen ilerisinde yer alan El Xampanyet’te afiyetle tapasları yiyip, kendi yaptıklarını düşündüğümüz ve leziz olan vermutlarından içebilirsiniz. Picasso Müzesi’ne biz giremedik, detaylarını ayrı bir yazıda anlatacağız ama El Xampanyet’e dayanamayıp iki kere gittik. Fakat aklınızda olsun 16:00’da kapatıyorlar ve akşam 19:00’da tekrar açıyorlar.  Burası tıklım tıklım bir mekan ama hak ediyor. Ne denediysem çok sevdim, hatta bazı şeyleri birden fazla sipariş ettim. Tapasların fiyatları ile tam bir bilgi veremeyeceğim çünkü İngilizce menü yoktu, bizde sipariş verirken o kadar kendimizden geçtik ki tek tek fiyatları sormadık. Zaten sorsak bile bizimle o kalabalıkta çok ilgilenebileceklerini sanmıyorum :)

Buraya giderseniz mutlaka bar kısmında ayakta durun, böylelikle hazırda olan tapasları ve hazırlanıp gelenleri görebilirsiniz. İçinden beğendiğiniz var ise de sipariş edersiniz. Nitekim biz böyle yaptık. Yanımızda duranlara gelenlere bakıp, “Şundan istiyoruz” diyerek sipariş verdik.  Neler mi yedik? Sardalye, başamel sos ve chorizo ile süsledikleri patates, bacona sarılmış patates cipsi, sardalyalı ve ton balıklı bir kaç kanepe ve son olarak pulpo a la gallega, yani paprika ile baharatlandırılmış taze patates üzerinde ahtapot. İşte bu son söylediğim şey uğruna yeniden Barcelona’ya kadar gidilecek bir yemek. Aynı şekilde beşamel sos ve chorizolu patates de inanılmazdı. Sanırım 5-6 tane falan tek başıma yedim :) Burada bahsettiğim ahtapot yemeğinden ya da konserve sardalyadan sipariş ederseniz yanında İspanyolların meşhur domatesli ekmeğinden ikram ediyorlar. Ayrıca sipariş etmeyin diye bir bilgi :)

Özetlemem gerekirse eğer yolunuz önce Barcelona’ya sonrada Barri Gothic’e düşer ise burayı es geçmeyin :) Pazartesi kapalı. Pazar 12:00- 15:30 arası açık. Diğer günler ise 12:00- 15:30 / 19:00- 23:00

Quimet & Quimet

Harikalar yaratan başka bir tapas bar. Evet yine ortam turistler ile doluydu ama turistlerin çoğunun gerçekten lezzetli bir şeyler yemek için oraya geldiği belliydi. Öyleki, yanımızda duran İngiliz ve arka tarafımızdaki barda duran amerikalılar ile devamlı olarak sen ne denedin, şimdi ne yedin, bende ondan söyleyeyim şeklinde konuştuk durduk. Bu mekanında gerçekten efsane tapasları var. Aslında buraya da mutlaka 2. kez gitmek isterdim ama uyduramadık.  Burası Poble Sec taraflarında dolayısı ile Font Magic ya da MNAC ziyareti sonrasında gidilebilir.

Burası El Xampanyet kadar başarılı olmakla beraber, ona göre daha yaratıcı bir menüye sahip ve burada gerçekten yazılı bir menü var. Menü üzerinden de seçim yapabilirsiniz, yanınızda bir şeyler yiyenlerden beğenip aynıları da sipariş edebilirsiniz. Biz iki türlü de yaptık :)

Burada neler denediğimize gelirsek, öncelikle enginar üzerinde isli sardalye ve midye. Burada bir durarak bu ikisinin özelliğinden bahsetmek istiyorum. Midye ve sardalye aslında konserve. “Nedir bu tapas?” yazımızı okuduysanız konserve deniz ürünlerinin İspanyol tapas kültüründe epey yer kapladığını zaten biliyorsunuzdur :)

Gelelim denediğimiz diğer tapaslara. Kupayı kızarmış ekmek üzerinde, bal ve trüf yağı ile soslandırılmış, arasına da ekşi krema koyulmuş füme somona veriyorum. Trüfün yoğun tadını dengeleyen ekşi krema, balın kattığı tat ile beraber muhteşem bir bütünlük oluşturuyordu. Nasıl keyifle yediysem, yanımızdaki İngiliz’de merak edip ne yediğimizi sordu ve ardından sipariş verdi.  Bundan sonra ikinciliği tuzlanmış ton balığı ve domates alıyor. Üstünde de sanırım rendelenmiş bal kabağı vardı. Şahane! Ardından sırası ile bebek kalamar ve soğan, karides ve kırmızı biber, son olarak da morina balığı ve zeytin ezmesi ile hazırlamış küçük sandviçlerden aldık. Burada bir şeyi daha açıklığa kavuşturalım,  midye ve sardalye dışında yediklerimiz aslında minik kanepeler ya da sandviçler. Menü de bu şekilde bir ayrım vardı, belirtmeden geçemedim :)

Kazandığı ünü sonuna kadar hak eden bir mekan, denemekte fayda var.  Pazar günleri kapalı. Diğer günlerde ise çalışma saatleri şu şekilde:  12:00 – 16:00 / 19:00- 22:30

El Quim

Sabah kahvaltısı niyetine gidip, sangria ile başlayıp, Mercat de la Boqueria içerisindeki kalabalık ile kendimizden geçtiğimiz mekan. Barcelona’ya gittiyseniz mutlaka Mercat de la Boqueria’yı ziyaret edersiniz. İçerlerde gezmeyi bitirdikten sonra buraya uğrayabilirsiniz. Yer bulmak biraz sıkıntılı, beklemeniz gerekebilir. Bence beklemekte yarar var. Marketin içerisinde insanlar gelip geçerken, El Quim’in mutfağını izleyip sangria yudumlayıp, bir şeyler atıştırmak çok keyifli.  Biz dediğim gibi kahvaltı etmek için geldik buraya aslında fakat kendimizi sangria yudumlarken bulduk. Barcelona’nın böyle bir olayı var bence, belki biraz mantıksızlaştırıyor insanı, rastgele canının istediğini yapmaya itiyor. Heyecanlandırıyor, mutlu ediyor. Dolayısı ile verilen kararlarda biraz saçmalık, biraz vurdumduymazlık oluyor ama olsun tatildeyiz nede olsa :)

Gelelim burada yediklerimize. Sangria ile başlamış olsak bile yemek konusunda kahvaltı konseptine yakın kalalım dedik. Domatesli ekmek, kroket, patatas bravas, İspanyol omleti (patlıcanlı olanı seçtik)  istedik. Çok efsane gözüken deniz ürünleri, et ürünleri de vardı fakat dedim ya kahvaltıdayız :)  Yediklerimizden bu mekanın lezzet puanını vermek çok kolay değil çünkü çok sıradan şeyler yedik ama yine de yediklerimiz lezzetli idi. Her şey bir yana yukarıda da belirttiğim gibi Boqueria içerisinde yer alması bile tek başına burayı ziyaret etmek için bir neden.

Pazar ve pazartesi günleri kapalı, Salı – Perşembe 07:00- 16:00, Cuma- Cumartesi ise 07:00- 17:00 arası açık.

Bu arada İspanyol omletini evde yapmak isteseniz ki, geleneksel patatesli olanı, benim patatesli omlet tarifimi kullanabilirsiniz, yazıya ulaşmak için tıklayın . Anneannemden kalan tarifin İspanyol’ların temel yemeklerinden biri olduğunu da keşfedip sevindim bu gezide :)

Tapas 24

Sanırım gittiğim mekanlar içerisinde en az beğendiğim yer. Fiyat performans açısından baktığımız zaman gidilmese de olur dediğimiz yerlerden.Biz bir kaç yerde okuduğumuz bu mekanı sırf uçaktan yeni indiğimiz, çok aç olduğumuz ve eşyaları bıraktıktan sonra otelime yakınlığı sebebi ile tercih ettik. Plaça Catalunya’nın devamı caddelerden biri olan Passeig de Gracia üzerinde ara bir sokakta. Yukarıda saydığım iki mekan fiyat performans açısından 10 alacak olsa, bu mekana 7 falan verebilirim sanırım. Yediklerimizin tadı güzeldi ama “Aman tanrım, buraya mutlaka yeniden gelmeliyim, müthiş.” hissini de yaratmadı. Ayrıca daha sonra gittiğimiz bir kaç yerle kıyaslayınca porsiyonların daha ufak olmasına rağmen, fiyatlar bir tık daha yüksekti. Biraz daha havalı bir yer, oturacak yer bulabiliyorsunuz vs. fakat eğer gerçekten Barcelona’nın ruhunu yakalamak, lezzetli bir şeyler yemek istiyorsanız burayı es geçin. Yine de biz merak ettik, gideceğiz derseniz neler denediğimizi paylaşıyorum.

Öncelikle benim patates aşkıma dayanamayıp, patatas bravas istedik. Mayonez ve acı sosun karıştırılması ile oluşturulan bir sos ile lezzetlendirilmiş patates kızartması. Güzeldi ama zaten patates ne kadar kötü yapılabilir. Ek olarak bomba diye adlandırdıkları kroket benzeri bir şey istedik. İçinde patates ve et var, patates kroketi yani. Tadı epey güzel,  patates kızartmasındaki sos ile de tatlandırılıyor. Birde kroket yedik. Neredeyse Barcelona’da gittiğiniz her yerde bulabileceğiniz bir şey kroket. Jambon, morina balığı ve benzeri içerikler ile hazırlanıyor. Keyifli bir atıştırmalık. Ana yemek niyetine de domates ve soğan soslu midye istedik. Küçük bir tencere de geliyor ve iki kişinin paylaşması için ideal. Tadı güzeldi.

Bu mekanı da özetlemem gerekirse, yemekler güzeldi, tatları yerinde idi fakat ödediğimiz fiyata değer mi o tartışılır :) Bu mekana, Plaça Catalunya’yı ya da Passeig de Gracia üzerinde yer alan Casa Batllo, Casa Mila (La Pedrera)’yı ziyaret ettikten sonra gidebilirsiniz. Sabah 9’dan gece 12’ye kadar açık. Bu adamlar siesta yapmıyormuş, bu bile Barcelona’nın ruhun aykırı :)

Şimdiden lezzeti bol bir gezi olsun, umarız Barcelona’da tapas nerede yenir sorusuna yeterli bir yanıt verebilmişizdir :)